İSVEÇ’TE BİR TÜRK : SILA
Selamlarr !!
Ben Sıla. Bugün sizi İsveç’e götürüyorum,Stockholm’e. İstanbul’dan kalkan uçağımıza atlıyoruz. Yaklaşık 4 saatlik uçuşumuzdan sonra Arlanda Havaalanına varmış oluyoruz. İşlerine yetişmeye çalışan bir sürü insanla karşı karşıya geliyoruz.
Hissettiğim duyguların tarifi yok. Ülkemden uzakta birkaç günlük de olsa geldiğim bu projede nasıl insanlarla karşılaşacağım acaba? Evinde konaklayacağım ‘host family’ nasıl olacak? Yemekleri benim damak zevkime uyacak mı ? Kafamda bir sürü soru… Çok mutluyum ama bir taraftan da endişeliyim. Bakalım beni neler bekliyor…
Bizi çok güzel bir şehir manzarası karşılıyor. Hafiften burun ve yanaklarınızın kızardığını hissediyorsunuz soğuktan.
+Peki neden geldik bu karlar ülkesine?
-Yeni kültürler tanımaya, Dünya’nın dört bir yanından gelen insanlarla ortak değerlerimiz üzerine proje yürütmeye ve aslında işin en güzel yanı kışı doya doya yaşamaya geldik.
İlk önce İsveç’i tanıttılar. Mutlaka görmemiz gereken yerleri , İsveç’te yaşamın nasıl olduğunu ve İsveç’e ait olan şeyleri (Spotify, Ikea, H&M, Avicii(he is the best inger ever for me) öğrendik. Sıkı giyinmemiz konusunda bol bol uyarı geçmeyi de ihmal etmediler.
Resimdeki ‘Cinnamon buns ’ adı verilen tatlılar çok lezzetliydi. Proje aralarında ikram ettiler. Başta hiçbir şey denemek istemedim tatları bana hitap etmez diye. Sonra bu fırsatı bir daha ne zaman bulacağım bilemediğim için denemeye karar verdim. Ayrıca tarçınlı kurabiyelerinin tadına bakma fırsatı buldum. Çok hoşuma gittiler. Bu İsveçliler tatlı konusunda baya hamaratlardı doğrusu.
Aralarda projeye Dünya’nın dört bir yanından gelen arkadaşlarla tanıştık. Bazı kelimelerin her iki dilde de aynı olduğunu keşfettik. Benim için çok değerli bir deneyimdi. Aslında hepimiz bir bütünüz. Farklılıklarımızla birlikte çok güzeliz.
Dil öğrenme ve pekiştirme konusunda en önemli şeyin konuşma pratiği olduğunu hep duyuyordum ama projede bunun değerini kat ve kat daha fazla öğrendim. Aslında biraz konfor alanımızdan çıkmamız gerekiyor. Orada hiç kimse İngilizce seviyesini karşılaştırmıyor, aksine herkes bir şeyler paylaşmak istiyordu.
Proje ortak değerlerimiz ile ilgiliydi. Bizi dörder kişilik gruplara ayırdılar. Bir kısmımız ortak değerlerimiz ile ilgili kısa videolar çekti, bir kısmımız poster oluşturdu, bir kısmımız kısa bir tiyatro oyunu hazırladı. Ekip çalışması anlamında da ben çok şey öğrendim.
Sabahtan projeye katıldıktan sonra günün geri kalanında müzikale gittik. Müzikalin olduğu yerdeki tablolar çok güzeldi. Viking tarihinden günümüze, ülkenin geçmişi bir dizi etkileyici olay ve kişilikle şekillenen İsveç tiyatro ve opera salonunda benim için çok güzel bir anı olarak kalacak müzikal izledik. Çıkışında da bize sıcak çikolata ikram ettiler.
Diğer gün müzeye gittik. Önce bizi geniş bir daire şeklinde yan yana oturttular. Bu halkaya ‘Ortak Değerlerimiz’ adını verdik hep birlikte. Herkes kendi düşüncesini dile getirdi ve daha iyi bir dünya için neler yapabiliriz konusunda fikir alışverişi yaptık.Şehrin birçok yerine metro olduğu için ulaşımda sıkıntı yaşamadık.Ayrıca bazı istasyonlarda metro yerin üzerinden gittiği için manzaraya bakma şansı yakaladık. Şunu da eklemek isterim ki İsveç’te kurallara ciddi anlamda uyuluyor. Örneğin karşıdan karşıya geçmek için bekliyorsunuz. Arabalara kırmızı ışık yandı ama yayalara hala yeşil ışık yanmadı. Arabalar duruyor olsa bile kimse yayalara yeşil ışık yanmadan karşıya geçmiyordu.
İsveç’te Güneş görebileceğimiz sınırlı zamanımız var. Hava çok çabuk kararıyor. Sabah 10.00 civarında Güneş doğuyor, 15.00 civarında ise batıyordu. İlk günler adapte olmakta sıkıntı yaşadım. Hava karanlık olduğu için ben saatin çok geç olduğunu düşünürken bir de bakıyordum saat daha 16.00 . Güneş’ten çok yararlanamayan İsveç’te yaşayan insanlar D vitaminine çok yatırım yapıyorlar. Yazımı birkaç cümle ile bitirmek istiyorum. Proje kapsamında bir hafta kaldığım İsveç’in benim için her zaman ayrı bir yeri var. Özellikle Aralık Ocak aylarında gidilmeli bence İsveç’e. Çünkü tüm ülkede Christmas havası hakim.
Son olarak da bir çikolata önermek istiyorum. ‘KİNA SNACKS’ .O kadar güzel ki insanın yedikçe daha çok yiyesi geliyor.
Bu maceramda bana eşlik ettiğiniz ve buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.
Yazar: Sıla Erdem
Bizi takip etmeyi unutma!
-Instagram, Facebook, Twitter, Threads, Telegram, Whatsapp Duyuru Kanalı