Yaz tatili yaklaştıkça hepimiz yurt içi veya yurt dışı yeni seyahat rotaları oluşturuyoruz. Tabi bu rotaları oluştururken aklımıza; ucuz olsun ,sakin bir yer olsun, yeni insanlarla tanışayım, azıcık da kültürlensem fena olmaz gibi seçenekler de gelmiyor değil. Biliyorum hepimiz Instagram’da plajlardan story atacağımız günleri iple çekiyoruz. Ancak bu yazımda sizlere ülkemizde, dünya çapında bilinen tarihi ve kültürel zenginliklerimizden, Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Listesine girmiş 19 doğal ve kültürel varlığımızdan bahsedeceğim.
UNESCO Dünya Miras Listesi Neden Var ve Amacı Nedir?
Birleşmiş Milletler topluluğuna bağlı bir sosyal örgüt olan UNESCO, Dünya Mirası Listesi ile insanlığın ortak mirasına ait önemli örneklerine yer vererek ;
- Doğal ve kültürel mirasların korunma altına alınmasını, çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan değerlerin de yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlanması
- Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkların dünyaya tanıtılması
- Toplumlar ve hükümetler gözünde farkındalığın, bilinirliğin artmasına yardımcı olmayı
- Listeye giren alanların korunması için UNESCO tarafından finansal destek sağlanması gibi alanlarda katkıda bulunuyor.
Dünya Mirası Listesi, Geçici Liste, Somut Olmayan Miras Listesi vs. Bu Listelerin Anlamları Ne?
Geçici liste diyince sanki bir süreliğine listeye girmiş gibi bir anlam ifade edebiliyor. Tam olarak anlamı ise: Doğal veya kültürel bir mirasın dünya mirası olarak kabul edilip edilmeyeceğine karar verilmeden önce oluşturulan bir liste. Bir yerin dünya mirası listesine girmesi için öncelikle UNESCO’ya adaylığı için gerekli başvurular yapılır ve o yer geçici listeye girer. Eğer uygun görülürse daha sonradan dünya miras listesine dahil edilir. Şu anda güncel olarak 84 doğal ve kültürel varlığımız UNESCO Dünya Miras Geçici listesinde yer almaktadır. Geçici miras listesi ile ilgili daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsin.
Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi ise; toplulukların, grupların veya bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar biçiminde tanımlanmaktadır.
Gelelim yazımızın çıkış noktasına: UNESCO Dünya Miras Listesi
Dünyada toplam 163 ülkeden 1,031 kültürel veya doğal alan UNESCO Dünya listesinde yer alıyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde Çin, 48 doğal veya kültürel miras ile, listenin en üst sırasında yer alıyor. Çin’i 44 dünya mirası ile İspanya izliyor. Dünya Mirası listesi aynı zamanda tehlikede olan kültür varlıklarını da tespit ediyor.
Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Listesine ise bugüne kadar 19 adet varlığımızın alınması sağlanmıştır. İşte, seyahatlerinize ilham verecek Türkiye’nin 19 UNESCO Dünya Mirası;
1. İstanbul’un Tarihi Alanları (İstanbul)
Kent, Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan stratejik konumu nedeniyle tarihi boyunca kentte hüküm süren uygarlıklar için daima çok önemli olmuştur. Bu özellikleri ile, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı gibi büyük İmparatorluklara başkentlik yapmıştır. Bu görkemli geçmişi ile farklı dinleri, kültürleri, toplulukları ve bunların ürünü olan yapıtları benzersiz bir coğrafyada bir araya getiren İstanbul, 1985 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.
2. Efes (İzmir)
İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan, tarihi Cilalı Taş Devri’ne uzanan Efes Antik Kenti küçük Asya olarak adlandırılmış ve Anadolu eyaletinin de başkenti olmuş. Yunan medeniyeti ve ardından Roma medeniyeti kontrolünde olan antik kent bu iki zengin medeniyetin mimari ve kültürel izleriyle donatılmış. Özellikle dini, ticari, kültürel ve sanatsal olarak döneminde bir yıldız olan Efes, size eski Roma’nın gücünü yeniden hatırlatacak…
3. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir)
Kalkolitik Döneme kadar uzanan insan izleriyle uzun yıllardır yaşamın olduğu Kapadokya, Erciyes Dağı ve Hasan Dağı’ndan püsküren lavların zaman içerisinde erozyona uğramasıyla bugünkü manzarasına kavuştu. Göreme ilçesi ise Hitit, Pers, Bizans, Selçuklu gibi birçok uygarlıktan izler taşıyor. Ayrıca 7-13. yüzyıl aralığında baskılardan kaçan Hristiyanların sığınağı olmuş ve dini bir merkez haline gelmiş.
4. Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum)
Bugün Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alan Hattuşa, Hitit kültürünün merkezi, başkentiydi. Anadolu’nun en önemli arkeolojik alanlarından biri olan Hattuşa’da ortaya çıkan kalıntıların birçoğu M.Ö. 13.yüzyıldaki yeniden yapılanma dönemine ait. “Bin Tanrılı Şehir” olarak anılan Hattuşa’da kazılar sonucu bulunan tapınakları gördükçe bu isme neden layık olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
5. Nemrut Dağı (Adıyaman)
Tarihte “Zeus’un göklerdeki tahtına en yakın yer” olarak tanımlanan Nemrut Dağı, Adıyaman’da bulunuyor. Tüm kültürleri buluşturmak isteyen Kommagene Kralı I. Antiochos’un başka kültür tanrılarını bir araya getiren heykelleri ve kabartmalarıyla göz kamaştırıcıdır. Nemrut Dağı sadece eserleriyle değil eşsiz günbatımı manzaraları ile de ünlüdür.
6. Hieropolis-Pamukkale (Denizli)
“Kutsal şehir” anlamına gelen Hierapolis kutsallığı insanlara binlerce yıl şifa veren sularından geliyor. Çaldağı’nın güney eteklerinden gelen kalsiyum oksit içeren suların oluşturduğu bembeyaz travertenleri harika bir manzaraya sahiptir.
7. Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla)
Ksanthos ve Letoon, Fethiye yakınlarında bulunan, tarihsel olarak muazzam bir zenginliğe sahip olan antik kentlerdir. Ayrıca bu iki kent Lykia bölgesinin önemli din ve yönetim merkezlerinden biri olmuştur; Helen, Pers, Roma, Bizans gibi farklı uygarlıkların izlerini taşımış. Letoon Antik Kenti ise Xanthos’un kutsal alanı olarak birçok tapınak kalıntısını barındırıyor.
8. Safranbolu Şehri (Karabük)
Safranbolu, Karabük şehrinde yer alan ve 1950’lerde Anadolu’da gerçekleşen modern şehirleşmeden etkilenmeyen bir yerleşimdir. Özellikle ahşap evleri ve anıtsal yapılarıyla meşhur olan bir bölgedir. Osmanlı döneminde tarım, ticaret ve ulaşım için merkez konumunda bulunan şehir, Batı Karadeniz’in geleneksel kent dokusunu yansıtıyor.
9. Truva Arkeolojik Alanı (Çanakkale)
Troia, Ege ve Akdeniz arasındaki stratejik lokasyonu ile her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Bu sebeple de tarihte birçok savaş ve yıkıma tanıklık etmiş. Homeros’un İlyada ve Odyssseia destanına konu olmuştur. Truva Savaşı’nın gerçekleştiği antik kent, Çanakkale’de yer alan “Hisarlık Tepesi”nde bulunur.
10. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne)
Edirne’de bulunan ve Mimar Sinan’ın ustalık eseri olan Selimiye Cami ve Külliyesi, teknik ve estetik mükemmelliğiyle dünyadaki en önemli yapılardan biridir.
11. Çatalhöyük Neolitik Alanı (Konya)
Konya’da bulunan, tarihi M.Ö. 7400’lü yıllara uzanan Çatalhöyük, zamanında 10 bin kişinin yaşadığı; toplumsal yaşamın başlaması ve tarım toplumuna geçiş evrelerinin incelenebildiği müthiş bir antik kent. O döneme göre fazla nüfus barındıran ve buna rağmen sosyal veya ekonomik farklılaşmaların olmadığı kent, düzenli yaşamın izlerini gösteriyor.
12. Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa)
Cumalıkızık, Osmanlı Dönemi’nin yaşam şeklinin anlaşılmasına ışık tutan, 700 yıllık bir geçmişe sahip olan yerleşimdir. Osmanlı kırsal mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Zamanında, Osmanlı’nın ilk başkenti, Bursa’nın öncü güçlerinden biriydi.
13. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir)
İzmir’de bulunan ve tarihte Helenistik Bergama Krallığı’nın başkenti olan antik kent, birçok farklı döneme ait kalıntılar bulundurur. Osmanlı dönemine ait birçok cami, han, hamam ve ticaret merkezi de antik kentte yer almaktadır. Eski adıyla Pergamon olarak anılan kentten 1.Dünya savaşı süresi ve öncesinde çalınan eserler, Berlin’deki Pergamon müzesinde sergilenmektedir.
14. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (Diyarbakır)
Dünyanın en sağlam ve eski yapılarından biri sayılan Diyarbakır Kalesi ve Surları tarih boyunca birçok türkü ve efsaneye konu olmuş. Özellikle görkemli kabartmaların ve kitabelerin yer aldığı burçları da bu kaleyi benzersiz kılıyor. 8 bin yıllık tarihi olan Hevsel Bahçeleri ise bu uzun ömründe 30’dan fazla uygarlık görmüş.
15.Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas)
Sivas’ın Divriği ilçesinde yer alan ve Mengücekoğullarının yönetimi altında olduğu dönemde inşa edilen Divriği Cami, iki kubbeli türbeden ve bir hastaneden oluşur. Ayrıca mimarisinin yanı sıra Anadolu’nun geleneksel taş işçiliğinin nadide bir örneğidir.
16. Ani Arkeolojik Alanı (Kars)
İpek yolu üzerinde kurulan Ani tarih boyunca birçok uygarlığa da ev sahipliği yapmış. Bu çeşitliliğin etkisini mimarisinde görmek mümkündür. Ermeni, Gürcü ve Selçuklu mimarisinin örneklerini yine bu eşsiz arkeolojik alanda görebilirsiniz.
17. Aphrodisias (Aydın)
Türkiye’deki önemli arkeolojik alanlardan birisi olan Afrodisias Antik Kenti’nin kuruluşu M.Ö 13. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Güzel de bir bulunuş hikayesi vardır.
1958 yılında Aydın’ın Geyre beldesine bir baraj açılışına gelen ve yolunu kaybetmesiyle tarihi hazinelerden birini açığa çıkaran Ara Güler ile başlayalım. Yolunu kaybedince bir köyden geçen Ara Güler gördüğü her kalıntıyı fotoğraflar. İstanbul’a dönüşte araştırmalarına devam etse de bir bilgiye ulaşamayan Güler, fotoğrafları Times dergisine gönderir. Yeniden renkli fotoğraflarını çekmek için bölgeye giden Ara Güler’in çekimleri tüm dünyaya yayılır. Sonrasında Amerika’dan gelen arkeologlar Geyre’de yaptıkları araştırma sonucu geçmişi MÖ. 500’li yıllara dayanan ve ismini tanrıça Afrodit’ten alan Aphrodisias antik kenti ile tanışırlar. Yunan-Roma dönemi mimarisini ve kent özelliklerini en iyi şekilde yansıtması bu antik kenti özel kılıyor.
18. Göbekli Tepe (Şanlıurfa)
Tüm yazılanları yeniden yazdıran ve tarihi değiştiren Göbeklitepe, Şanlıurfa’ya 15 km mesafede bulunuyor. 12 bin yıl önceye ait olduğu anlaşılan ve toplamda 20 tane olduğu belirlenen üzeri açık dini yapıya sahiptir.Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Listesine 2018’de giren bu yer, bugüne kadar dünyanın bilinen ilk tapınaklarına sahip olduğunu doğruluyor.
19. Arslantepe Höyüğü (Malatya)
Arslantepe Höyüğü, Anadolu’da ‘İlk Şehir Devleti’nin yapılarının ortaya çıkarıldığı yerdir. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren son mirasımızdır. Geç Kalkolitik Dönem’den Demir Çağı’na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan bir yerleşimdir. Hititlerden Roma ve Bizans’a kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapan bir yerleşkedir.
“Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Listesine giren 19 Yer” yazım umarım merak ettiğiniz sorulara cevap olmuştur. Yazıyı sonuna kadar okuduğun için teşekkür ederim. Bu 19 harika yeri hem ucuza hem de bol manzaralı tren yolculuklarıyla gezmeyi düşünüyorsan bu yazıyı kesinlikle okumanı tavsiye ederim.
Keyifli seyahatler dilerim…
Daha fazla blog yazısı okumak için buraya tıklayın.
Merak ettiklerinizi ve sormak istediklerinizi yorum kısmına bırakabilirsiniz.
Bizi takip etmeyi unutma!
-Instagram, Facebook, Twitter, Threads, Telegram, Whatsapp Duyuru Kanalı