Bu blog yazımızda Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’a birlikte göz atacağız. Prag’da para birimi çek korunasıdır. (1 Çek Korunası=0,75 Türk Lirası) Ayrıca Prag kapılarını turistlere vizeyle açmaktadır. Yeme içmeden ulaşıma hadi gelin bir kültürü iki günde birlikte inceleyelim.
Birinci gün:
1. Prag Kalesi
İstanbul’dan iki buçuk saatlik uçuş mesafesi uzaklığında bulunan Prag’a ulaştınız. Şimdi sizi Guiness Rekorlar Kitabı’na adını ”Dünya’nın En Büyük Antik Kalesi” olarak yazdıran Prag Kalesi’ne götüreceğiz. Gelenlerin bir daha dönmek istemediği, her mevsimde mimari açıdan büyüleyen şehirde bu yapıya bayılacaksınız. Dünya’nın en büyük kalelerinden biri olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğiz.
2. St. Vitus Katedrali
Prag Kalesi’nin içerisinde yer alan görkemli katedrale geldi sıra. Gelenlerin fotoğraf çekmeye ve çektirmeye doyamadığı St. Vitus Katedrali’ne hoş geldiniz! Ücretli ve ücretsiz giriş kısmı bulunuyor. Turistlerin Prag’a geldiğinde uğraması gereken en heybetli yapılardan birisi. İddia ediyorum gördükten sonra nefesiniz kesilecek.
3. Astronomik Saat Kulesi
Eski kent meydanı(old town) eski belediye binasına monte edilen dünyanın en eski üçüncü astronomik saatini görmelisiniz her yapı gibi bu saat de Prag’a özgü ve mimariye ayrı bir hava katıyor.
4. Staromestske namesti
Astronomik saati de içinde barındırıyor. Burada bir sürü kukla dükkanı yer alıyor, bu dükkanlardan sevdiklerinize hediyeler alabilirsiniz.
İkinci gün
1. Karl Köprüsü
Şehrin tüm ruhunu içinizde hissedebileceğiniz durağımıza hoş geldiniz. Sağlı sollu dizilen sanatçılarla birlikte burada buram buram sanat kokusunu içinize çekerken şehre tekrar aşık olacaksınız. Burası turistlerin en önemli duraklarından birisidir. Dilekleriniz için kilitlerinizi asabilirsiniz. Köprüde yer alan heykellerin ayrı ayrı hikayeleriyle kaybolduktan sonra köprü sonunda bulunan kuleye çıkabilirsiniz!
2. Lobkowicz Sarayı
Karl Köprüsü’nden 20 dakika yürüyüş mesafesinde bulunan sarayı da görmeden bu şehirden gidemezsiniz. Girişinin ücretsiz olduğu söylense de passcard olmadan içeri giremiyorsunuz. (Prag’ı gezerken bazı yapılara ücretsiz, bazılarına da indirimli giriş avantajı sağlayan ve toplu taşımayı kartın geçerli olduğu süre boyunca ücretsiz olarak kullanabileceğiniz bir şehir kartı.) Prag’ı kuşbakışı izlemenin en turistik yolu.
3. National Memorial to the Heroes of the Heydrich Terror
Nazi işgaline karşı direnişte bulunan ve müzenin bulunduğu binada saklanan ve sonra burada hayatını kaybeden direnişçilerin anısı yaşatılan bir sergi. Bu atmosferde tüyleriniz diken diken olacak. 2. Dünya savaşındaki Prag’ın tarihini anlamanızı sağlayacak. Gitmeden önce Anthropoid filmini izlemenizi öneririz.
4. Petrin Tepesi:
Şehri tepeden gören şirin bahçelerin olduğu bir tepe. Yürüyerek çıkabileceğiniz gibi şehirde ulaşım için kullanılan fünikülerle de kuleye çıkmanız mümkün.
5. Kafka Museum
Bu şehirde doğan ve hayatının büyük kısmını burada yaşayan Franz Kafka’nın müzesini gezmenizi öneririz. Müzede Kafka’nın orijinal mektupları ve çizimleri yer almaktadır.
Ne yiyelim?
Restaurantlarında gelen porsiyonlar oldukça büyük olacaktır. Domuz eti Prag mutfağında önemli bir yer kaplamaktadır. Domuz eti tüketmeyen turistler için en uygun seçenek ördek olacaktır. Kdneldik ve lahanayla servis edilen ördek vazgeçilmezdir.
Bramboraçka yani patates çorbası da çok ünlüdür. Mantarlı ve etsiz bir çorbadır.
Soğuk demir sarmal üzerinde üretilen trdelnik de en sevilen Prag tatlısı arasındadır ve sokak satıcılarında bulmanız mümkündür.
Nasıl ulaşalım?
Prag genel yapısı itibariyle yürüyerek dolaşılabilecek bir şehir. Bu yüzden ekstra araba kiralamanıza gerek olmayacaktır. Ancak turistik yerlere kolaylık sağlaması amacıyla şehirde en çok kullanılan hatlar 1, 14 ve 22dir. Ayrıca şehirde füniküler de kullanılmaktadır. Füniküler, Mala Strana ve Petrin Tepesi’ni birbirine bağlar aynı zamanda 15 dakikada bir hareket eder.
Ne alalım?
Karşınıza çıkan kukla dükkanlarından alacağınız kuklalar çok güzel bir hediyelik olacaktır. Bunun haricinde çek porseleni ve meşhur ressam Mucha’nın ‘’Mucha Posterleri’’ de çok meşhurdur.
Şimdiden bu mimari rüyayı görme imkanı bulanlara gezi sırasında bol şans diliyor, tarihin büyüsünde kaybolmamalarını diliyoruz. İyi yolculuklar! Bu ve daha fazla gezi bloguna buradan ulaşabilirsiniz.
Yazar: İlkim Bikliç