Herkese merhaba! Bugün sizlerle 2 Günde Berlin yazımızla Berlin’i gezeceğiz. Almanya’nın başkenti ve en büyük şehri olan Berlin, tarihi ve modern mimarinin en güzel örneklerini görebileceğiniz bir merkez olarak kalmıyor şehrin düzenliliği gezmeyi hem kolay hem de keyifli kılıyor. Sizin de bizler kadar keyif alacağınıza eminim. Gelin başlayalım!
1.Gün
Havalimanı şehir merkezinden 27 km uzaklıkta ve metroyla ulaşım mümkün. Berlin A,B,C olmak üzere 3 bölgeye ayrılıyor. Gezilecek yerler A ve B, havalimanı C bölgesinde bulunduğu için ABC sınıfı bilet almayı unutmayın. Biletleri havalimanından ve metroistasyonlarından alabilirsiniz.
Şehir merkezine ulaştıktan sonra gezimize Müzeler Adasından başlıyoruz. Müzeler adasında 5 farklı müze bulunuyor. Hepsi birbirine yürüme mesafesinde. Bergama Müzesi en önemlisi sayılıyor. Müze biletlerini müzelerin resmi sitesinden öncesinde de alabilirsiniz, biz öyle yaptık.
Berlin Katedrali, Neptunbrunnen, TV Kulesi, Alexanderplatz bir çizgi halinde sıralandığı için yol boyunca yürüyerek aynı zamanda şehri de keşfedebilirsiniz. Alexanderplatz çevresinde yemek, alışveriş, eğlence ihtiyaçlarınızı gidermek için birçok farklı seçenek mevcut.
Akşama doğru adını yolun iki yanında sıralanmış ıhlamur ağaçlarından alan Berlin’in en meşhur caddesi Unter den Linden’e geçtik. Yolun başından sonuna sıralanmış tarihi yapılar, sokaktaki insanlar, ıhlamur kokusu ve yolun sonunda sizi karşılayacak olan BrandenburgKapısı’nı çok seveceksiniz.
2 Günde Berlin
2.Gün
Güne Brandenburg Kapısının hemen karşısında yer alan Tiergarten’la başlıyoruz. Kurulduğu dönemde av sahası olarak kullanılsa da şu anda yerel halkın ve turistlerin gerek doğanın tadını çıkararak gerek heykelleri anıtları inceleyerek vakit geçirebileceği modern bir şehir parkı.
Tiergarten’a çok yakın olan Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtını ziyaret edip benim en sevdiğim noktalardan olan Postdamer Platz’a yürüyoruz. Kentsel tasarım ve modern mimarinin en güzel örneklerinden biri olan bu meydandan Checkpoint Charlie’ye yürürken cam kuleler ve pembe borulardan tarihi müzelere kadar birbirinden güzel eserler göreceksiniz. Bu kadar yürüyüşten sonra ünü Türkiye’ye kadar gelen Mustafa’s Gemüse Kebap’ın meşhur dönerini denemeye Kreuzberg’e gidiyoruz. Öncesinde uyaralım, 2,5 saat sıra beklemeniz gerekebilir. Berlin’in imza yemeği Currywurst’u deneyebileceğiniz Curry36’da aynı cadde üzerinde. Kreuzberg büyük bir Türk nüfusuna ev sahipliği yapıyor, gezerken yabancılık çekmeyeceksiniz.
Metro ve sonrasında otobüsle East Side Gallery’ye geçiyoruz. Berlin Duvarının yıkılışını kutlamak için dünyanın çeşitli yerlerinden sanatçıların bu ortak çalışmasını görmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.
Berlin’de şehir içi ulaşım kolay ve gezilecek yerler birbirine yakın olduğu için gezi programınızı özgürce değiştirebilirsiniz.
Size tavsiyem valizinizi bırakacak yeriniz yoksa ‘baggage storage’lara bırakmanız. Şehir içinde bırakabileceğiniz birçok yer mevcut. Diğer bir tavsiyem ise 24 veya 48 saatlik şehir içi ulaşım bileti almanız. Yorulduğunuz yerlerde toplu taşıma işinizi çok kolaylaştırıyor.
Yazar: Ceren SIĞINDI
Bizi takip etmeyi unutma!
-Instagram, Facebook, Twitter, Threads, Telegram, Whatsapp Duyuru Kanalı