• awesome images Güncelleniyor...
  • info@eplusturkiye.org
  • Anasayfa
  • 2 Günde Belgrad - E+ Türkiye

2 Günde Belgrad

Merhaba Erasmus+ Türkiye ailesi! Bu yazıda sizleri Sırbistan’ın tarihi ve kültürel başkenti Belgrad’a götürmek istiyoruz 🙂 Belgrad, tarihi ve modern yaşamın harmanlandığı, canlı bir atmosfere sahip bir şehir. Tuna Nehri’nin kıyısında yer alan şehir, tarihi kaleleri, Arnavut kaldırımlı sokakları, lezzetli mutfağıyla her yıl milyonlarca turist çekiyor. Hazırsanız, Belgrad’a 2 günlük bir yolculuğa çıkalım!

1.GÜN

Biz önce Saraybosna’ya uğrayıp oradan otobüsle geçtik. Geçişte sıkıntı olur diye gerekli belgeleri çıkarmıştık ama otobüste yerimizden bile kalkmadan geçtik sınırdan. Havaalanından geçişlerde daha sıkı bir kontrol vardır diye tahmin ediyoruz bu yüzden. Eğer sizde otobüsle geçecek olursanız yol yaklaşık 6 saat sürüyor. Biletleri ise biz önceden online olarak gidiş-dönüş 48 euro’ya almıştık. Sırbistan terminallerinde ilk defa gördüğümüz terminal ücreti denilen bir ücret de var. (220 dinar) Ödemeden otobüslerin olduğu alana giremiyorsunuz. Dönüşte bunun için de bir kenara paranızı ayırmayı unutmayın:)

Evet bugün kahvaltımızı yaptıktan sonra ilk durağımız; Kalemegdan.

Kalemegdan

Kalemegdan, Belgrad’ın en ünlü tarihi ve doğal alanlarından biridir. Adı Türkçe’de “kale meydanı” anlamına gelir ve Sırpça’da da aynı anlamı taşır. Bu alan, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği noktada bulunur ve Belgrad Kalesi’nin etrafında genişler.

Kalemegdan, şehrin tarihini yansıtan birçok önemli yapıya ev sahipliği yapar. Bunlar arasında Kalemegdan Kalesi, Sahat Kula (saat kulesi), Ruzica Kilisesi ve Nebojsa Kulesi gibi tarihi yapılar bulunur. Ayrıca, parkın içinde açık hava müzesi olarak kullanılan birçok eser ve heykel de yer alır.

Bu alan aynı zamanda doğal güzellikleriyle de dikkat çeker. Park, yeşil alanları, çiçek bahçeleri ve yürüyüş yollarıyla doludur. Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği noktada olması sebebiyle, ziyaretçilere muhteşem nehir manzaraları sunar.  Ayrıca Kalemegdan’da yürürken sıcak şarap satan arabalarla bol bol karşılaşırsınız.  Tadına bakmanızı öneririm. Daha sonrasında Knez Mihailova da yürüdük.

Knez Mihailova

Knez Mihailova, Belgrad’ın en ünlü ve tarihi caddelerinden biridir. Adını Sırbistan’ın eski prensi Knez Mihailo’dan almıştır. Cadde üzerinde, uluslararası markalara ait mağazalar, butikler, kafe ve restoranlar bulunur. Ayrıca, sokak sanatçıları, müzisyenler ve diğer göstericiler tarafından canlandırılan bir atmosfere sahiptir.

Akşam tesadüfen bir karaoke var bulduk ve oraya gittik. Hem Sırp müzikleri hem dünya müzikleriyle çok eğlendik. Ülkenin müziklerini öğrenmek için karaoke bar’a gitmek güzel bir yol bence. Ayrıca buranın geleneksel bir içkisi olan Rakija’yı da denedik.

Rakija

Shot bardağında yanında su ile servis ediliyor. Tadı fazla ağır olduğu için yavaş yavaş su ile birlikte içiliyor. Alkol oranı %40 %50 arasında değişir. Genellikle üzüm, erik, armut, elma veya diğer meyvelerden damıtılarak elde edilir. Ben pek içemedim açıkçası fazla ağır geldi.

2 Günde Belgrad

2.GÜN

Günümüz kahvaltıdan sonra St.Mark Kilisesi’ne giderek başlıyor.

St. Mark Kilisesi

St. Sava Kilisesi, Belgrad’ın en büyük ve en önemli dini yapılarından biridir ve Sırp Ortodoks geleneğine aittir. Kilise, Sırbistan’ın milli kahramanı ve Sırp Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu olan St. Sava’nın anısına adanmıştır. Bizans ve Sırp Ortodoks mimarisinin etkileyici bir karışımını yansıtır.

Sıradaki durağımız her Belgrad’a gelenin listesine mutlaka eklediği; Nikola Tesla Müzesi.

Nikola Tesla Müzesi

Saat başı gruplar halinde içeri alıyorlar. Çok fazla sıra vardı o yüzden biz buraya girmedik. Ama gitmek isterseniz diye değinmek istedim. Dünyaca ünlü mucit ve elektrik mühendisi Nikola Tesla’nın doğduğu yer olan Belgrad’da, Tesla’nın yaşamı ve çalışmaları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Tesla’nın orijinal buluşlarını, çizimlerini, mektuplarını ve diğer kişisel eşyalarını görebilirsiniz. Ayrıca, müzede interaktif deneyimler de sunulmaktadır. Bu sayede elektrik ve manyetizma konularında interaktif deneyler yapabilir ve Tesla’nın çalışmalarının temel prensiplerini anlayabilirsiniz.

Ve sıra tatlı molasında. Oturulacak çok yeri yok, küçük bir yer ama tatlıları efsane.

Princess Puff

Belgrad’a özgü geleneksel bir tatlı değil ama sadece Belgrad’da olan bir yer. Ve sizin de bayılacağınıza garanti edebilirim. Dışında bisküvi kırıntıları olan ince bir kurabiye hamuru, içinde ise biraz muhallebi biraz dondurma gibi diyebileceğimiz farklı çeşitlerde kremayla dolu. İçindeki dolguyu siz seçtiğiniz için hem hafif hem yoğun tatlıları seven herkesin mutlaka beğeneceği bir çeşit olacağını düşünüyorum. Bu yüzden gitmenizi en çok tavsiye ettiğim yerlerden birisi kesinlikle.

Ve sırada muhtemelen çok fazla duymadığınız Araba Müzesi var.

Araba Müzesi

Belgrad Araba Müzesi, otomobil tutkunlarının görmesi gereken önemli bir noktadır. Müze, otomobil endüstrisinin gelişimini ve tarihini anlatan benzersiz bir koleksiyona ev sahipliği yapar. Küçük bir müze olsa da burada çeşitli dönemlere ait otomobilleri, otomobil endüstrisinin gelişimini yansıtan motorları, prototipleri keşfedebilirsiniz.

Ve son durağımız ise St. Sava Kilisesi.

St.Sava Kilisesi

St. Sava Kilisesi, şehrin dini ve kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Bu etkileyici yapı, Sırbistan’ın en büyük Ortodoks kilisesi olarak bilinir ve şehrin simgelerinden biridir. Yapımı 1935’te başlamış olsa da, tamamlanması uzun yıllar almıştır. Bu nedenle kilise, modern zamanlarda tamamlanmış nadir büyük kiliselerden biridir.

Genel olarak etrafındaki her biri birbirinden özel tarihi binalarla dolu olan sokaklarında yürümek çok zevkliydi.

Zorlandığımız konular ise; nakitle alışveriş yapmak! Hem hesaplaması çok zor hem de su bile 90 dinarken 1,2 dinar gibi bozuk paraları da kullanıyorlar. Hep para üstü olarak alıyorsunuz ama hesabı öderken işletmeler o metal paraları kabul etmiyor ve sonunda hatıra olarak sizle dönüyorlar 🙂

Diğeri ise etrafta İngilizce açıklamaların çok az olması. İnternet olmayınca çok zor oluyor gerçekten. Garip bulduğum noktalardan biri ise özel isimleri bile Sırpça’ya çevirmek istemeleri. Mesela ‘’Britney Spears’’ın, ‘’Britni Spirs’’ olarak yazılması gibi. Ya da ‘’Harry Potter’ın, ‘’Harri Potter’’ oluşu. Ve 2 günlük Belgrad turumuzun da bu şekilde sonuna geldik. Eşlik ettiğiniz için teşekkürler 🙂 

Yazar: Sedef AYYILDIZ

Daha fazla blog yazısı okumak için buraya tıklayın.
Merak ettiklerinizi ve sormak istediklerinizi yorum kısmına bırakabilirsiniz.

Bizi takip etmeyi unutma! 
-InstagramFacebookTwitterThreadsTelegramWhatsapp Duyuru Kanalı

Erasmus+ ve ESC projeleri için BURAYA tıkla!

Yorum Yap