• awesome images Güncelleniyor...
  • info@eplusturkiye.org

Roma’nın Tarihi Güzellikleri

İtalya’nın başkenti ve en büyük şehri Roma, iki bin yılı aşkın tarihi boyunca zengin kültürel mirası, görkemli antik yapıları, sanat eserleri ve mimari harikalarıyla “Ebedi Şehir” olarak anılmış ve dünya medeniyetlerinin en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Roma, Roma İmparatorluğu’nun kalbi olarak geçmişin ihtişamını günümüze taşırken, Rönesans’tan modern zamanlara kadar bilimsel araştırmalar, sanatsal başarılar ve yeniliklerin de merkezi olmayı sürdürmüş, her köşesinde büyüleyici bir tarih ve kültür mozaiği sunarak her yıl milyonlarca ziyaretçiyi kendine çekmektedir. Hadi gelin bu tarihi akıştaki güzellikleri keşfedelim!

1) Kolezyum (Colosseum)

Roma’nın simgesi haline gelmiş olan Kolezyum, 2000 yıllık tarihiyle her yıl milyonlarca turisti kendine çekiyor. MS 72’de inşasına başlanan bu devasa amfi tiyatro, 50.000 seyirci kapasitesine sahip ve mühendislik dehasıyla ayakta kalmıştır. Kolezyum’un inşasında kullanılan kemerler, beton ve kırmızı kiremitler yapının en önemli mimari unsurlarıdır. Roma’nın kalbine inşa edilen bu yapı, zamanla imparatorların güç gösterisi alanı haline gelmiş ve günümüzde antik dünyanın en büyük arenalarından biri olarak tarihe damgasını vurmuştur. Antik Roma’nın gladyatör dövüşlerine, hayvan avlarına ve diğer halka açık gösterilere ev sahipliği yapan bu amfitiyatro, günümüzde Roma tarihinin canlı bir hatırası olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır. 

2) Roma Forumu (Forum Romanum)

Roma’nın merkezinde, Palatine ve Capitoline Tepeleri arasındaki vadide yer alan Forum, Antik Roma’nın sosyal, politik ve ticari merkeziydi. Başlangıçta pazar yeri olan Forum, zamanla zafer alayları, seçimler, konuşmalar ve gladyatör dövüşleri gibi etkinliklerin yapıldığı yer haline geldi. Tapınaklar, bazilikalar ve anıtlarla dolu bu açık hava müzesi, antik Roma’nın günlük yaşamına dair canlı bir pencere sunuyor. Roma Forumu, tarih boyunca birçok kez yeniden inşa edilmiştir, bu da farklı dönemlerin mimari stillerinin birleşmesine olanak sağlamıştır. Erken dönemlerdeki kaba yapılar, daha sonra taş yapılarla yer değiştirmiştir. Bugün Forum’un kalıntıları arasında dolaşmak eski Roma’nın ihtişamını hissetmek için eşsiz bir deneyim sunuyor.

3) Pantheon (Roma’nın Ebedi Tapınağı)

Dünyanın en iyi korunmuş antik yapılarından biri olan Pantheon, MÖ 25-27 yılları arasında Agrippa tarafından Roma’daki on iki Tanrıya adanmış bir tapınak olarak inşa edilmiştir. MS 126 yılında İmparator Hadrian tarafından yeniden inşa edilen yapı, hala dünyanın en büyük beton kubbesine sahip olarak mimarlık harikası olarak kabul edilmektedir. 608 yılında Hristiyanlığa dönüştürülerek Saint Maria ad Martyres adını alan Pantheon, Roma’nın mühendislik başarısını ve tanrılara olan adanmışlığını simgeler. Rönesans’ın büyük mimarı Raphael’in ebedi dinlenme yeri olarak seçtiği Pantheon, yüzyıllardır Roma’nın simgesi olmaya devam etmektedir.

4) Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi)

Trevi Çeşmesi, Roma’nın Barok mimarisiyle yapılmış en büyük çeşmesidir. Yapımının kökenleri, Roma dönemine dayanır; Romalılar kırsal bölgelerden şehir merkezlerine su taşımak için su kemerleri kullanmıştır. Trevi Çeşmesi, bu su kemerlerinden birinin başlangıç noktasında yer alır. Efsaneye göre, çeşmenin adını aldığı Trivia adlı genç kız, Roma askerlerine su kaynağının yerini göstermiştir. 1732’de Papa XII. Clement, Nicola Salvi’yi görevlendirerek çeşmenin tamamlanmasını sağlamıştır. Salvi, tanrı ve triton figürleriyle süslü heykeli 30 yılda tamamlamış, ömrü yetmediği için işi Guissepe Pannini bitirmiştir. Nicola Salvi tarafından tasarlanan ve 1762 yılında tamamlanan çeşme, deniz tanrısı Neptün’ün arabasını çektiği bir sahneyi tasvir eder. Çeşmeye para atmak, Roma’ya geri dönmeyi garanti eden bir gelenektir ve her yıl binlerce insan bu ritüeli gerçekleştirir.

5) İspanyol Merdivenleri (Scalinata di Trinità dei Monti)

Roma’nın kalbinde, şehrin canlı ve renkli noktalarından biri olan İspanyol Merdivenleri, 18. yüzyılda Fransız diplomat Étienne Gueffier’in bağışı ile yapılmıştır. Bu merdivenler, hem tarihi bir buluşma noktası hem de şehrin panoramik manzarasını izlemek için popüler bir mekandır. Bahar aylarında merdivenleri süsleyen çiçekler, bu alanı daha da çekici kılar.

6) Vatikan ve Aziz Petrus Bazilikası

Roma’daki dört büyük bazilikadan biri olan Aziz Petrus Bazilikası, Hristiyanlık dünyasının en önemli yapılarından biridir ve Papa’nın da yaşadığı yer olarak bilinir. Rönesans döneminin en ünlü eseri olan bu bazilika, dünyanın en büyük kilisesidir ve İsa’nın havarilerinden ilk Papa olan Aziz Petrus’a adanmıştır. Mezarı burada yer alan Aziz Petrus’un anısına inşa edilen bazilika, ilk olarak MS 319-333 yıllarında Büyük Konstantin tarafından yapılmıştır. Aziz Petrus Bazilikası, Michelangelo’nun Pietà’sı, Bernini’nin Baldachin’i ve Papalık Sandalyeleri gibi önemli sanat eserlerini içerir.

7) Castel Sant’Angelo (Melekler Kalesi)

Tiber Nehri kıyısında yer alan Castel Sant’Angelo, başlangıçta İmparator Hadrianus’un mozolesi olarak inşa edilmiştir. Orta Çağ’da bir kaleye dönüştürülen yapı, Roma’nın savunma sisteminin bir parçası olmuştur. Melekler Köprüsü ile bağlı olan bu kale, ziyaretçilere Roma’nın askeri tarihine dair ipuçları sunar.

Sonuç

Roma, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunmaktadır. Kolezyum’un görkemli kalıntılarından Pantheon’un mühendislik harikasına, Trevi Çeşmesi’nin zarif barok tasarımından Vatikan’ın dini önemine kadar her köşe başında bir parça tarih barındıran bu şehir, geçmişin ihtişamını modern dünyayla buluşturmaktadır. Roma Forumu’nun açık hava müzesinden İspanyol Merdivenleri’nin panoramik manzarasına kadar her adımda tarih ve kültürle iç içe olmanın keyfini yaşamak mümkün. Aynı zamanda Castel Sant’Angelo’nun askeri geçmişi ise şehrin savunma tarihini gözler önüne sermektedir. Roma’yı ziyaret etmek, sadece antik yapıları görmek değil aynı zamanda bu büyük medeniyetin derin izlerini keşfetmek anlamına gelmektedir. Şehir, her yıl milyonlarca turistin ilgisini çekmeye devam ederken Roma’nın ebedi güzellikleri tüm dünyaya ilham vermeye devam etmektedir.

Yazar: Aygül Pakyürek

Daha fazla blog yazısı okumak için buraya tıklayın.
Merak ettiklerinizi ve sormak istediklerinizi yorum kısmına bırakabilirsiniz.

Bizi takip etmeyi unutma! 
-InstagramFacebookTwitterThreadsTelegramWhatsapp Duyuru Kanalı

Erasmus+ ve ESC projeleri için BURAYA tıkla!

Yorum Yap