Mart ayında liseden arkadaşlarım ile Ramazan bayramında yurtdışına gitmeye karar verdik ancak tarihin yakın olmasından ve öğrenci bütçemizden dolayı uçak biletleri bizim için aşırı pahalıydı. Bu yüzden İstanbul kalkışlı ve Avrupaya giden otobüsleri araştırmaya başladık. Bütçemize en uygun seçenek ise Alpar Turizm’in İstanbul-Sofya otobüs bileti oldu üstelik gidiş dönüş 550 TL. Biletimizi aldıktan sonra Booking.com’dan hostel aramaya başladık ve tabiki önceliğimiz ‘en ucuz’ seçenek oldu ve Ivory Tower Hostel’e 2 gecelik rezervasyon yaptık.  3 kişi 2 gece için 670 TL ödedik.

İstanbul (Esenler) – Sofya (Central Bus Station)

21.00’da otobüsümüz hareket etti ve gece 12.30 -1 gibi Kapıkule Sınır Kapısına vardık. Sınır kapısında diğer otobüsleri bekledikten sonra 150 TL yurtdışı çıkış harcını ( 150 TL bizim gibi çoğu öğrenci için aşırı yüksek bir rakam )alıp, pasaportlarımızı damgalattık. Ardından otobüse binip sabah 5.30’da Sofyaya vardık. 6’da da güneş doğdu ancak çoğu yer kapalı olduğu için ve hostele check in saatimiz 12.30 olduğundan dolayı 7 saat boş boş dolandık. Hava soğuk olduğundan dolayı şehirdeki ibadete açık tek cami olan Banyabaşı Camisinde oturmayı düşünsek de sabah namazından sonra camiyi kapattılar ve soğuk havada dışarıda kaldık. 7.30’da Lidl açılınca kahvaltılık bir şeyler alıp bir parkta karnımızı doyurduk, bi rara metro istasyonunda insanalrı izledik, hostelin altındaki merdivenlerde oturduk, şarkı dinledik, şehri gezdik ve sonunda tam tamına 7 saat geçirip hostele yerleştik.

Döviz

1 Bulgar Levası yaklaşık 8 TL. Şehir merkezinde bulunan exchangelerden birinde paramızı bozdurduk. Ben paramı İstanbul’da euroya çevirip Bulgaristana geldim ve burda Levaya çevirdim ama arkadaşlarım Türk Lirası ile gelip onu levaya çevirdiler. Döviz bürosunda 45 euro bozdurdum ve bana 83 leva Verdi. Yaklaşık 5 leva ( 80 TL) komisyon aldı. Üzülmeye gerek yok yola devam 🙂 Paramızın değersiz olduğu günler geççek elbet.

Hostel

Kaldığımız hostel Sofya’nın merkezi sayılacak Serdikaya yaklaşık 5-6 dakika uzaklıkta olduğundan dolayı konumu inanılmaz iyi. Hostelin sahibi çok hoş bir adamdı, her konuda bize çok yardımcı oldu.

https://www.booking.com/

Yeme-İçme

Hem öğrenci hem de Türk Lirasının tarihinin en değersiz döneminde olmamızdan dolayı tabiri caizse her harcamamıza kuruşu kuruşuna dikkat ediyorduk. Kahvaltılarımızı Lidl’e gidip muz, yogurt, hamurişi vs.. alıyorduk. Hostelimizin yakınında, Serdika yönüne doğru küçük bir Çin yemekleri satan büfe vardı. Oraya çok sık gittik. Sebzeli pilav (100 gr) 0.80 leva, noodlelar (100 gr) 0.60 leva, sebzeli tavuk (100 gr) 1.2 leva kısacası fiyatları çok uygundu.

Öncelikle Sofya beni çok şaşırttı, beklentimin çok çok üstünde bir şehir oldu. İnternette araştırma yaparken belli başlı yapılar haricinde başka şeyler bulamadım ama gerçek öyle değil. Şehir, 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı sonrası Bulgaristan Krallığının başkenti ilan edilmiş. Birkaç Osmanlı yapısı hariç Sofya planlı bir şekilde diğer Avrupa kentleri gibi inşa edilmiş. Size tavsiyem net bir güzergah hattında Sofyayı gezmeyin, keşfe çıkın, spontane bir şekilde cadde ve sokakları gezin. Serdikadaki Aziz Nedelya Kilisesini merkeze alın, burası 4 bulvarın başlangıç noktası. Güneye doğru giderseniz Sofya’nın İstiklal Caddesi olan Vitoşa Caddesine çıkarsınız. Burada çok sayıda kafe, bar ve yeme içme mekanları bulunmakta. O bölgede Cihangir – Kadıköy vibeı alabilirsiniz, hem insanları hem de binalarıyla aşırı benziyor.

Toplu Taşıma

Sofya küçük ve yürünebilir bir şehir bu yüzden toplu taşıma kullanmadık.

Gezilecek Yerler ve İzlenim

 Aziz Nedelya Kilisesinin Kuzeyine doğru yani şehir merkezini tren garına bağlayan bulvar hattında yürürseniz Osmanlı döneminden kalan çok az eserden biri olan ve ibadete açık tek cami olan Banyabaşı Camisini, Sofya Sinagogunu, biraz daha ileride 1897’de açılan Aslanlı Köprüyü görebilirsiniz. Banyabaşı Camisinin arkasında Bölgesel Tarih Müzesini bulunmakta. Binası çok ilginçti. Yine o bölgede halka açık termal su çeşmesi var, tadına baktık beğenmedik ama Sofyalılar beğeniyor gibi.  Aslanlı Köprüden Güneybatı yönüne baktığınız zaman yeşil kubbeli bir yapı göreceksiniz, orası Bulgaristan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra inşa edilen ilk kiliselerden biri olan Saints Cyril and Methodius Church. Sofyadaki Neo-Bizans mimarili kiliselerinden ziyade kendine özgün uslubu ile Batı Avrupa’daki kilise mimarisine göre inşa edilmiş. Kilisesinin olduğu caddede ise kadınlar pazarı bulunmakta. Biz gittiğimizde meyve sebze pazarı vardı ve fiyatlar Lidl^den bile daha ucuzdu. 1 kilo çilek 2 leva idi.

Aziz Nedelya Kilisesinin Doğusuna doğru gezerseniz ki benim en çok beğendiğim bölge burası, Sofya’nın en zengin ve en Avrupai mahallelerine çıkarsınız. Burada insan profili değişiyor, insasnlar kaliteli parfürmler ve pahalı kıyafetler giyniyor. Bu bölgeyi golden hour vakti gezin, güneşin altın ışıkları her biri birbirinden güzel yapılara vuruyor. Neyse karşımıza ilk olarak Sofya’nın ihtişamlı eski Komünist Parti Genel Merkezi binası çıkacak. Burası Sofya’nın en ikonik yapılarından biri, diğeri de az ileri de zaten. Ardından Bulgaristan Arkeoloji Müzesini göreceksiniz, bina size tanıdık gelebilir, çünkü eski bir Osmanlı bedesteni. Müzenin az ötesinde ise Bulgar Krallığından kalan saray binaında olan Ulusal Sanat Galerisini göreceksiniz. Biz gittiğimizde mor salkımlar binayı sarmıştı. Sarayın tam karşısındaki parkta da gezintiye çıkabilirsiniz. Ivan Vazov Ulusal Tiyatrosu ve birbirinden güzel tarihi apartmanalr var. Çok huzur verici bir yer. Eski saraydan ilerlediğiniz zaman 1903’te tamamlanan “Kurtarıcı Çar Anıtı”na çıkıyorsunuz. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşında Rus Çarı olan 2. Alexandre’ın anısına inşa edilmiş. Tam karşısında ise Bulgar Meclisi bulunmakta. Bulgar Meclisi ile Bilim Akademisi arasında altın kubbeli, yalnız Sofya’nın değil aynı zamanda Bulgaristan’ın simgesi olan Aleksandr Nevski Katedrali yükseliyor. 1912 yılında tamamlanmış, Balkanların en büyük kiliselerinden biri.

Tabiki burada her şeyden bahsedemem, Sofya güvenli bir şehir, ara sokaklara girin şehri keşfedin ! Biz 2 gece 3 gün kaldık ve şehri çok beğendik. Bütçemiz kısıtlı olduğundan müzelere ve bazı kiliseleri gezemedik.

Dönüş otobüsümüz 22.00’da Sofyadan kalktı ve 07.00’da İstanbul’da olduk