Erasmus’ta Dil Öğrenme İpuçları
Erasmus projelerine kabul alan ya da kariyer planını buraya yönlendirme isteyen herkesin aklına takılan hatta bunu önyargı mekanizması haline dönüştürdüğü biricik konu dil bariyeridir. Bu tabu konusu anlaşılabilirdir aslında; insanların kendilerini beden dilinden sonra en rahat ifade edebildikleri etkileşim şekli ortak konuşulan dildir.
Sizlere kendi deneyimimden bahsederek başlamak istiyorum bu konuya. İlk Erasmus+ Öğrenci Değişimi projeme okulumdan kabul aldığımda inanılmaz özgüven doluydum. Karşıki dağları da ben yarattım özgüvenim vardı. Haklıydım da, zaten ben çoktan okulumdan kabul alacak seviyede İngilizce biliyordum, ki bilmesem beni niye seçeceklerdi sanki? Gittiğim ilk hafta B2 seviyesi zannettiğim İngilizce seviyemin, A2 seviyesinde bile zorlandığımı görmem benim için gerçek bir uyanıştı. O özgüvenli, her şeyi yapabilen Hilal gitmişti, yerine ne yapacağını bilmeyen, 1 hafta içinde Erasmus projesindeki varlığını sorgulayan bir Hilal gelmişti. Zar zor da olsa kendimi dışarı atmaya çalışıyordum ve burada fark ettiğim şey şuydu: ZATEN KİMSENİN ANADİLİ DEĞİL Kİ, HERKES ZATEN ÇAT-PAT KONUŞUYOR!
Üstümdeki o yetersizlik hissini atar atmaz konuşma alanında kendimi nasıl geliştiririm diye çok detaylı kaynak araştırmasına girdim, bütün tuşlara basmış vaziyetteydim. Bunun sonucunda şöyle bir taktik geliştirmiştim: Herkes yemek yerken ve gece tamamen dışarı çıkana kadar oluşturduğum programa bağlı kalacaktım, gece olunca herkes zaten o sesli müzikte kimse kimseyi anlamıyordu; yani yaptığım hatalar çok göze batmayacaktı. Bundan aldığım gazla bunu 2 ay boyunca devam ettirdim. Bu süreci şöyle özetleyeyim: Youtube’da bulduğum kaynakları 0.25 hızda dinlediğim, her kurulan cümlenin özne-yüklem-bağlaç şeklinde ayırarak anlamaya çalıştığım bir süreçti. Daha sonrasında kendime 2 kere 1.5 aylık gezi planı düzenledim. Burada özellikle yanıma kimseyi almadım ki kendi başıma tüm problemlerimi çözmeyi ve sokaklarda insanlarla rastgele bir şekilde karşılaşıp muhabbet etmeyi umuyordum. Çok zorlandığım 2 olay: Couch-surfing kullandığım zaman, beni misafir eden kişiler ile neredeyse 6 saat aktif sohbet etmek zorunda kaldığım durumlar ve otostop cezası yemeden önce polise kendimi ifade etmem gereken o minicik 3 dakikaydı. Üzerine gerçekten çok uğraştım. Canla başla savaştım desem çok garip olmaz. Bu süreçte özellikle İngilizce diline karşı bakış açım tamamen değişti. Modern Family’deki Gloria gibi hissediyordum çoğu zaman!
Erasmus projelerinin en büyük yapı taşlarından olan dil gelişimini geliştiren programları: OLS(Online Linguistic Support) sistemi ya da ESC projelerindeki misafir eden STK’ların lokal dilde verdikleri yüz yüze veya online verdikleri dil eğitimidir. Çoğunda bu sistem gelen öğrencinin kapasitesini geliştirmeyi önceler, kültürlerarası geçişkenliğin ve birbirini anlamanın önünü açar. Erasmus+ Öğrenci Değişim Programında daha çok İngilizce dil desteği sağlanırken, ESC projelerinde daha çok gittiğiniz bölgenin dilini öğrenirsiniz. Proje kapsamında kültürlere merakınız varsa zaten yerel halk ile gireceğiniz günlük konuşmalar bile kesinlikle dil öğrenim sürecini sizler için daha da kolaylaştıracaktır. En güzel geri dönüşler ise birlikte vakit geçirdiğiniz akranlarınızdan, STK içerisinde gönüllü grubundaki arkadaşlarınızdan olacaktır. Çünkü onların da anadili öğrendiğiniz dilin ta kendisi olmayacaktır. Yerel insanlarla arkadaş olmak ise dil öğrenme sürecinizi kolaylaştıracaktır. Özellikle yerelden kişilerin ve şehre ait ESN/Erasmus grupların sosyalleşmek için açtığı Facebook ve Couch-surfing gruplarında “Dil değişimi” adı altında etkinlikleri oluyor. Buna kesinlikle katılmanızı tavsiye ederim. Bu tarz etkinliklerde genellikle insanlar buluşup birbirlerine kendi anadilini öğretiyor veya ortak bir dil belirleyip o dili konuşmaya çalışıyor. Hem sosyalleşiyorlar hem de o kültüre dair vatandaşı olan kişiden bilgi edinebiliyor, 10/10 fikir!
Mesela yandaki görselde de görebileceğiniz şekilde gruplar bulabilirsiniz.
Kendinizi birbirinize açıklayabildiğiniz ortak dil ,genellikle, İngilizce oluyor. Ama bir süreden sonra anlattığınız şeylerin ne kadar da benzer olduğunu fark eder buluyorsunuz kendinizi. Bu deneyim ve süreç o kadar keyifli ki, süreç içerisinde geçirdiğiniz her türlü varoluşsal sıkıntıya değiyor.
Erasmus’ta Dil Öğrenme İpuçları
Aynı zamanda bu süreçte sizlere yalnızca Erasmus+ programında gireceğiniz ortamlar değil aynı zamanda farklı öğrenme seçeneklerini deneyimleyebileceğiniz farklı metotlar denemenizi, kendinize biraz olsun zemin hazırlamış olmanızı da tavsiye ederim. Bu süreçte ise önereceğim 3 adet uygulama var: Voscreen, HelloTalk ve Engvid. Eğer Erasmus programına dahil olacağınızı öğrendiniz ve “gitmeden nasıl konuşma pratiği geliştireceğim, konuşmadaki utangaçlığımı nasıl yıkacağım” diye düşünüyorsanız tam sizlik bir uygulama: HelloTalk. Bu uygulamada dünyanın her yerinden insanın bulabilirsiniz ayrıca 150’den fazla dil desteğine sahiptir. Uygulama girişinde öğrenmek istediğiniz dile uygun olarak filtreleme yaparsanız algoritma sizlerle bu dil pratiğini yapabilecek birçok kişiyi karşınıza çıkaracaktır.
Umarım sizlere önerdiğim bu taktikler sizleri harekete geçirecek düzeye sahip olur. Yaşantılarla/deneyimsel olarak öğrenilen bilginin kalıcılığın ve Erasmus gibi kocaman havuzun sizlere sunduğu imkanları düşününce insanın çantayı sırtına kapıp bir ESC projesine katılası geliyor!
Şimdiden Have a good journey!
Yazar: Hilal Steinmetz
Daha fazla blog yazısı okumak için buraya tıklayın.
Merak ettiklerinizi ve sormak istediklerinizi yorum kısmına bırakabilirsiniz.
Erasmus maceranıza, ErasmusPlus Türkiye’nin resmi partnerlerinden olan ve 117 ülkede geçerli olan ISIC Kartı (Uluslararası Öğrenci Kimlik Kartı) sayısız indirimi sizlere sağlıyor. ISIC Kartı ErasmusPlus Türkiye’ye özel “ISIC7A2” kodumuzu kullanarak 50TL indirimle BURAYA tıklayarak satın alabilirsiniz.
Bizi takip etmeyi unutma!
-Instagram, Facebook, Twitter, Threads, Telegram, Whatsapp Duyuru Kanalı