“Wien” yani “Viyana” Sadece Avusturya’nın en büyük ve kalabalık şehri değil, Müziğin, tarihin, sanatın ve heykelin de başkenti… Erasmus+ ile Wien‘de rüya gibi bir hafta geçirdik.
12-18 Şubat tarihleri arasında Erasmus+ Okul Eğitimi Akreditasyonu ile iki okul olarak 2 öğretmen ve 8 öğrencimizle Viyana şehrini ziyaret ettik. Bir haftalık süre zarfında elimizde telefonlarımız öğrencilerimizle birlikte hangi sanatsal güzelliği çekeceğimizi şaşırmış vaziyette ziyaretimizi tamamladık. Sanatın, müziğin ve heykelciliğin tarihsel esintileri içinde günler su gibi geçti…
Erasmus+ ile Wien
12 Şubat Pazar akşamı otelimize giriş yaptık. Havaalanından otele kadar yol boyunca şehri gözlemlemeye başladık. İlk dikkatimizi çeken akşam saat 7 olmasına rağmen dükkanların kapalı, sokakların ise sakin olması idi. Sonradan öğrendik ki erken başlayan gün erken bitiyormuş ve haftasonları insanlar evlerinde huzurla dinlenmeyi tercih ediyorlarmış. Diğer öğrendiğimiz güzellik ise insanların birbirlerine sakin ve saygılı yaklaşımı idi. Gayet kuralcı ve dakik olan Viyana insanı bu huzurlu sosyal yapıyı içselleştirip şehre de yakıştırmış. Öğrencilerimizin ve bizim için Viyana sakin, güvenli, saygılı ve huzur dolu bir şehir olarak kalacak, bir şiir misali.
Viyana’da öğrencilerimizle “Middle School” dedikleri bir ortaokula ziyaret gerçekleştirdik. Bize eşlik eden hocamız ve öğrencileri çok sıcakkanlı ve misafirperverdi. Öğrencilerimiz hem ders gözlemlerinde bulundular, hem de yabancı dillerini kullanıp geliştirdiler. Bu sayede Avrupalı öğrencilerin hata yapmaktan çekinmeden ve gramatik kurallara takılmadan dili nasıl akıcı bir şekilde kullandıklarını farketmiş oldular. Öğrencilerimiz oradaki öğrencilerle birlikte bilişim derslerine, dil derslerine ve atölye çalışmalarına katıldılar. Bizim gibi sıkı bir müfredata sahip olmadıklarını gözlemledik. Ders programları esnek ve rahattı. 3 ana ders üzerine (Matematik, Almanca ve İngilizce) seçmeli ders alarak ders saatlerini tamamladıklarını gördük. Bilişim, teknoloji gibi derslerin yanı sıra kilim dokuma, aşçılık, el işleri, demir dökümü gibi atölye derslerine de programlarında yer verdiklerini gözlemledik. Öğrencilerimiz okulda dolu dolu bir hafta geçirdiler ve tabiki biz de
Eğitimlerden arta kalan zamanlarda şehir turlarına çıktık. Yüzyıllar boyu Habsburg hanedanının yerleşim yeri olan kent, bu süre boyunca Avrupa’nın kültürel, politik ve sanatsal merkezlerinden biri haline gelmiş. Şehrin bir çok noktasında Maria Theresia ‘nın yaptırdığı sanat eserleri şehre kadın elinin değdiğini açıkça gösteriyor. 1740-1780 yılları arasında zamanın en güçlü kadını ve ülkenin tek imparatoriçesi olan Theresia bohem tarzı mimariye çok önem vermiştir. Viyana coğrafi konumu ve çoğu imparatorluğuna yıllarca başkentlik yapmış olmasından dolayı gerek mimari gerekse kültürel açıdan Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir. Hala daha Habsburg hanedanının izlerini taşıyan eski kent merkezi ve Schönbrunn Sarayı Avusturya devletinin başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından dünya kültür mirası olarak kabul edilmiştir. Viyana’nın sembolü olan Aziz Stefan Katedrali şehrin merkezinde bulunur. Öğrencilerimizle birlikte kentin sembol noktalarını ve müzelerini gezebilmek için adeta zamanla yarış içindeydik. Schönbrunn Sarayı ile başlayan gezi turumuz, Doğa müzesi, Teknik müze, Sanat Tarihi Müzesi, Savaş Tarihi Müzesi, Aziz Stephan Katedrali, Belvedere Sarayı, Opera Binası, Viyana Üniversitesi, Karl Kilisesi, I. Viyana caddesi ile devam etti. Kahvesi ve tatlıları ile ünlü olan şehirde ufak bir mola verip bir zamanlar Nazım Hikmet’in de sıkça gittiği Havelka Cafe’de kahve-tatlı ikilisini denedik. Heybelerimizi güzel anılar ve yeni deneyimlerle doldurup tekrar gidebilmek dilekleriyle hem eğitimimizi hem de kültürel gezimizi tamamlayarak ülkemize döndük.
Yazan : Seyhan YILMAZ
“Erasmus+ ile Wien“
Bizi takip etmeyi unutma!
-Instagram hesabımız için tıkla
-Facebook grubumuz için tıkla
-Telegram grubumuz için tıkla
-Whatsapp Duyuru Kanalımız için tıkla
-Twitter hesabımız için tıkla!